29 Ağustos 2013 Perşembe

Çanta Denemelerim...

Çok sıcak bir Ankara gününden merhaba.Ben bir türlü sevemedim bu sıcakları.Öğle arası yakındaki gereksiz AVM'ye gitmek bile sıcak yüzünden şekerimin birden düşmesine sebep oluyor.Neyse ki geceler serin. (AVM'ler bence tamamen vakit kaybı.Hem ışıkları rahatsız ediyor hemde fiyatları.Ama her çalışan bayan gibi bende en azından marketine gitmek zorunda kalıyorum. Çalışan bayanlara özellikle bir öğle aralarında bakın.Hepimizin acelesi vardır ve ellimizdede olmazsa olmaz torbalar.Beyler rahattır hatta torba taşımayı eziyet sayarlar.)
İşte bu serin gecelerden birinde yaptığım bir çantayı paylaşmak istiyorum sizinle.Daha önce bir arkadaşım yurdışından aldığı bir çantayı gösterip," sen dikersin bundan" demişti. Evirdim, çevirdim, pek basit geldi gözüme.Orijinal çanta budur.
Benim yaptığım ise bu.Kumaşım duck kumaşı.İçinin astarı için pamuklu bir kumaş kullandım.

İç kısmı.Etiketimi unutmuşum.
Fırsat bulursam bu hafta farklı bir kumaşla aynısından dikeceğim.O zaman hem yapılış resimlerini hemde kullandığım kalıpları eklerim.Belki siz de denemek istersiniz.
Herkese güzel bir hafta sonu dilerim..

27 Ağustos 2013 Salı

Tatil Anıları-I....

Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba.Biraz tembellik biraz da ihmalkarlıktan tatil anılarımı ancak girebiliyorum bloğuma.Bloğumun kişisel arşivim olduğunu düşünsem de çok tembel çıktım bu konuda.Aslında dönüp okuduğumda keyifli bir duygu, özellikle o anlarda hissettiklerim.Bir yerleri keşfederken, bir yazarın dünyasında kaybolurken ve bir şeyler üretirken hissettiklerimi tekrar hatırlama keyfi bloğumu ihmal etmememi söylüyor bana.Bilmiyorum ne kadar sürer, küçükken de düzenli anı defteri tutan bir çocuk olamadım ben, çokta özenirdim halbuki. Neyse bu kadar iç hesaplaşma yeter sanırım.
 Bayramdan sonra izin alanlar furyasına bizde katıldık.İyi mi yaptık bilmiyorum, çünkü yollar çok kalabalıktı, Altınoluk'ta öyle.Bayram sonrası Altınoluk'taydık.Hem annemleri gördük hemde tatil yaptık.Tülin abla ile tatillerimiz aynı zamana rastladı, iyi de oldu.Bir günde Altınoluk'ta Figen abla ile buluştuk, keyifli saatler geçirdik.Bizi merak ediyorsanız Figen abla kameraya aldı.Hoş ben kendimi hem resimlerde hem de videoda hiç  beğenmedim.Yinede hatırası olsun değilmi?
Figen abla yaptığı bebeklerden getirmiş bize.Ben bebeklerin karakterize edilmiş hallerini çok sevdim.Ama en çok parmaklarına kadar her eklemin hareket ettirilebilmesine bayıldım. 
 Annemle babam.Tülin ablanın tabiri ile benim güzeller.Her tatilimizde  mutlaka sahildeki kafeye kahvaltıya gideriz.Benimkiler geç uyandıkları için biz yokuz resimde.Benim güzeller ise erkenciler...
(Anneciğim, babacığım ikinizi de çok seviyorum.Siz bakarsınız şimdi bloğuma, tekrar bilin istedim..)
 
  Altınoluk'ta  yazın pek çok konser düzenleniyor.Ayrıca tiyatrolarda geliyor .Belediyesi bu konuda çok başarılı.Geldiğimiz günlerde Volkan Konak'ın konseri vardı.Annem çok sevdiği için onu götürmek istedim.Ben de severim ama şimdiye kadar gitmeyi pek düşünmedim.Sevgili Korhan'da kavalyemiz oldu.Konser Altınoluk antik tiyatrosundaydı.Tiyatronun havası antikti ama onun dışında lüksümüz sıfırdı.Minder getirmeyi akıl edemediğiz için bütün gün  sıcaktan pişmiş taşlara oturmak zorunda kaldık.Sırtımızı yaslayamamamız ayrı sıkıntıydı.Ama Volkan Konak bütün bunları unutturdu bize.
 Üç saat ara vermeden sahnede kaldı.Kah ağlattı, kah güldürdü.Ama en çok duygulandırdı.Televizyonda seyrettiğimiz performansının çok azıymış, anladım.
Benim için iki unutulmaz sahne vardı.İlki Nazım ustadan okuduğu şiirleri, ikincisi Cerrahpaşa şarkısında annemle ağlamamız.Resime bakmayın, henüz konserin başında çekti Korhan bizi.
İşte böylece tatilin ikinci kısmı bitti.İlk kısmı ise diğer postta.
Sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanın değerini her zaman anlamamız dileğiyle.Sevgiler...