15 Ağustos 2011 Pazartesi

15.08.2011 ve Beklenen Tatil...

Bugün, yarın derken Ağustosun başında gidilmesi planlanan tatil bugüne kaldı. Yarın sabah önce Erdek-Ocaklar Köyü oradan Altınoluk,annemlerin yazlığı.Annemi çok özledim ben.Herkesin annesi çok özeldir değil mi?Benimki de öyle.Her yaz, her bayram  dörtgözle beklerler bizi.Onların sevinmesini görmek yeter.Bayramın ikinci günü de Alaşehir.Orada da bir anne oğlunu (eşimi ) ve torunlarını bekliyor.Oraya da uğramadan olmaz.Kısacası üç hafta kadar yokum buralarda.Tatile en az 5-6 kitap ve bir torba ip ile gidiyorum.Niyetim aşağıdaki gibi bir sürü lif örmek.Örmesi çok zevkli ve hemen bitiyor.Lifin modeli sevgili  Kutsev'in bloğundan.Sağolsun tek tek resimleyip anlatmış, sayesinde pek çok şey öğrendim.

Hazır ekmek torbasını bu şekilde süsledim.Hediye olarak gidecek.


14 Ağustos 2011 Pazar

İlk Elbisemi Diktim...

Dikiş dikmeyi çok seviyorum.Mutfağıma tül diktim, cüzdanlar,yastıklar ,oyuncaklar diktim.En sonunda koltuklarıma kılıf dikip, kapladım.Ama bir giysi dikmeye elim gitmedi, korktum.Halbuki dikişin bütün aşamalarını biliyordum.Biz küçükken annem Burda dergilerinden beğendiğimiz elbiselerin kalıplarını bize çıkartır, bol teğellerini yine bize yaptırırdı.Diğer teknikleri ise hep görürdüm ama hiç uygulamadım.Yıllar geçti, örgüden dikişe sıra gelmedi.Ama içimde hep çocuklara kendime bir şeyler dikebilme özentisi hep oldu.Yaş kırka yaklaşırken sonunda isteklerin ertelenmemesi gerektiği anlaşıldı ve bir dikiş makinası alındı.Makine ara ara anneme taşındı ve makinenin nasıl çalıştığı öğrenildi.Sonrası sık sık internette araştırma ve denemeler.İnsanın küçükken gördüğü öğrendiği her şey kafasında yer ediyormuş, daha iyi anlaşıldı
.Neyse sonuçta geçen hafta kendime bir elbise dikmeye karar verdim.En basitten başlamam gerekiyordu, Burda'nın Mayıs-2011 sayısından bu elbiseyi seçtim.Kumaşı Tülin ablayla Bursa pazarından almıştık.
 
Kalıp çıkarıldı,Kumaş kesildi ve teğel alınıp dikildi.Sıra pervazları çevirmeye gelince bütün acemilik ortaya çıktı.İstediğim gibi olmadı, bende kenarlara harç geçirdim.Ve sonuç:




 Ne dersiniz, olmuş mu?

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Lösemili Çocuklar Köyü...

Sevgili Sevda'nın ve Tülin ablanın bloglarında okudum ve çok üzüldüm.Halbuki böyle bir köy kurulduğu için çok sevinmiştim.Kanser gibi hem zor hem de tedavisi çok pahalı bir hastalığın pençesindeki çocukların görüntüsü ve ailelerin çaresizliği hep içimi yakmıştır.Böyle kutsal bir görev için çalışan bir derneğe ucundan kıyısından yardım etmek, hasta bir çocuğun yüzünde hüzünlü de olsa bir gülümseme yaratabilmek, bir nebze de olsa mutlu ediyor beni.Geçen senelerde yurtdışında yaşayan kardeşimin kullanmadığı bir bavulu götürmüştüm LÖSEV'e.Daha sonra bu bavulu gezmeye giderken su taşımak için çok işe yaradığını duyduğumda mutlu oldum.Küçücükte olsa, denizde bir damla da olsa önemli olan onları unutmamak ve önem vermek.Nihayetinde denizde damlalardan oluşuyor değil mi?

12 Ağustos 2011 Cuma

Bayramda Bir Çocuğu Sevindirmek...

Mutlu Olalım Derneği'nin hasta çocuklar için çağrısını, sevgili Yeteneksizin bloğunda okumuştum .Hafta içi işyerimde, çok sevdiğim iki ablamla yemek arasında bu taçları hazırladık.Taçları kurdele ile sarıp, çiceklerle süsledik.
Cumartesi vereceğim kargoya çocuklar için bir kaç takım yeni kıyafette ekleyeceğim.

11 Ağustos 2011 Perşembe

10.08.2011...

Idefix'ten istediğimiz kitaplar dün geldi.Üç tanesi Emrah serbes'in kitapları.Behzat Ç.dizisi bu yazarın romanlarından esinlenerek hazırlanmış.Dizi televizyonda takip ettiğim ender dizilerden.Erdal Beşikçioğlu ve Nejat İşler'i bir kenara ayırırsam, en sevdiğim karakter İnanç Konukçu'nun oynadığı Hayalet karakteri.Çok doğal, bizden biri gibi..Dün akşam Her Temas bir İz Bırakır'ı okumaya başladım.Yazarın dili akıcı, sanki diziyi seyrediyorsunuz.Dizi ile arasındaki tek fark Akbaba karakteri.O romanda biraz daha yaşlı ve çirkin anlatılmış.
 Murathan Mungan Amerika'daki kardeşim için.Petros Markaris favori yazarım, bu da son kitabı.Okumadığım iki kitabı kaldı, onlarında baskısı tükenmiş görünüyor.



9 Ağustos 2011 Salı

07.08.2011

Hafta sonu koltuklarla uğraşırken, Efe bir şeyler yapmak istedi.Genelde kek yaparken yumurtaları o çırpar.Unu, şekeri o koyar.Bu tarz işlerle uğraşmaya bayılıyor.Resimden görüldüğü üzere yaptıklarını yemeyi çok sevmiyor.Ben de bu sefer yumurtaları çırparken resmini çekeyim dedim.Sevgili Derya'nın bloğunda  Çınar'ın da bu tarz resimleri çok hoşuma gidiyor.İşte bu da benim ıssız adam.
 


Beraber yaptığımız kağıt kek.Tarif annemden... 

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Koltuk Yenileme (II.Aşama ve Son )...

Koltuk maceramız bu hafta sonu nihayet bitti.Neler yaptık, neler.
 Önce Çıkrıkçılar Yokuşundan aldığım sünger tabakasını çiftli ve üçlü kanapeye göre kestim ve makina da yıkadım.(2 metrelik sünger tabakasını 30 TL'ye aldım, fiyatlarını çok bilmiyorum ama bana fazla geldi.Daha önce Moda Çarşı'sının alt katında kilosuna 13 TL dedikleri boncuk elyafı, Eskişehir'de 7 TL'den almıştım.)
Neyse süngeri derbi ile kanepelere yapıştırıp, üstüne ağırlık koyarak bir gece beklettim. 
Bu sırada üst kılıflar makine de dikildi.Kıyıları dikmek ne kadar zormuş.Bu dikiş işini internetten ve el yordamıyla öğrendiğim için mantığımı zorladım.Sanırım fena olmadı.Bunları dikerken eskiden annemin makine de nasıl diktiğini de düşündüm.Keşke daha çok baksaymışım..
Üçlü kanepeye de sünger yapıştırıldı.Teklilerde çökme olmadığı için onlara sünger koymama gerek kalmadı.
Sevgili eşim zımba yaparken.O olmadan hayatta bitiremezdim.
 Daha önce yenilediğim pufu da unutmadım.Onunda üstüne kalan süngerlerden koydum. 
Zavallı puf yenilenmekten kaçıncı şekle girdi.
Sandalyeler olmadan olmaz.Hadi şunlara da el atalım dedim.Koltuklardan sonra pek basit geldi.Hatta bir kısmını ben zımbaladım.Avuç içlerim acıdı.
Sandalyelerin yenilenmesi pek iyi oldu.Şimdi hepsinin bitmiş hali...







Pazar akşamı bütün işler bitince sevgili Saadet'in dediği gibi, oturup koltuklarımı seyrettim.İnanın yorgunluğum azalmaya başladı.Öyle ki yeni projeler üretmeye başladım.Koltuğa uygun kırlentler, aynı kumaştan kumanda organizeri, altın sarısı objelerin krem rengi ile eskitme yapılması, vb...Hobicilik gerçekten zor iş.İnsanın beyni hiç boş kalmıyor..


5 Ağustos 2011 Cuma

Ciğerparem...(Fuat Saka)

Ciğerparem

Ah kör olası zalim gurbet
Ciğerim yandı kor
Gelmez geri ciğerparem
Yanarım yanarım
Yanarım dönmez geri

Ah yol gözlerim, haydi dön gel
Giden gelmez ki ah
Yanarım yanarım
Yanarım dönmez geri
 
 

2 Ağustos 2011 Salı

Koltuk Yenileme (I.Aşama)....

Bizim evde salon sürekli kullanılır.Eşim "en büyük misafir biziz" düşüncesiyle, ayrı bir oturma odası fikrini kabul etmemiştir.Böyle olunca salondaki koltuklarım da çabuk eskidi.Çocuklar yüzünden üstünde yapıştırıcı tarzı bir sürü leke oluştu.


Üzerlerine örtü koydum, onlar da kullanışlı olmadı.evde ufak bir çocuk varken ,değiştirmeyi de düşünemedim. Sonunda kaplatmaya karar verdim ama maliyeti çok yüksek çıktı.Bir süredir oluşan  hobicilik cesaretiyle "bunu ben yapsam" demeye başladım.Önce Kocabey oğlu çarşısının alt katındaki Bursa Pazarından içinde simler olan krem ve kahverengi tonlarında kadifemsi döşeme kumaşı aldım.Metresi 14 tl ve eni 1.40m.Ben 20 metre almıştım ama 1-2 metreye daha ihtiyacım olacak gibi.
Hafta sonu çalışma başladı.Önce koltuk parçalandı.Ne çok parçası varmış.
 Her parça tek tek ölçülüp, kalıbı çıkarıldı.(Bu sıcakta nasıl olduğunu siz tahmin edin!!!)
 Bu kalıplara göre kumaşlar kesildi.Oturma gurubu için yaklaşık 40 parça ölçülüp,kesildi.
En zoru yan taraflar oldu.Kumaşı geçirip, zımbaladık.Ön kısımlarını ise iyi oturması için elde yaptım.


Önce ön yüze teğelleyip sonra elde diktim. 
Dikiş yerlerine ince harç geçirdim.Oturma ve sırt bölümler de makinede diktim.Ve sonuç:


Hafta sonu sadece kesme işlemleri ile tek koltuk kaplandı.Parçaları ben oturttum, eşim zımbaladı.Bu arada baş parmağım da zımba telinden yara oldu.Bu iş düşündüğümden ağır geldi bana.Dün ve  bugün işyerinde zor durabiliyorum, her yerim ağrıyor.Neyseki çok yoğun değiliz.Sağolsun eşim hiç yakınmıyor ama bir daha böyle bir işe gireceğimi hiç sanmıyorum.Mazoistliğe de gerek yok değil mi?
Sırada diğer parçalar var, tatile gitmeden bitirmem gerek.Biraz daha gayret, ne diyeyim...

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Baykuş oyuncaklar...

Koltukları kaplarken araya sıkıştırdığım baykuş oyuncaklar.Ateş böceğime gidecek, annesi çok sevdiğini söyledi, teyzesi de onun için dikti...


Not:Kaynağımız burası.