31 Mart 2011 Perşembe

Lösev İçin Oyuncaklar-IV

Lösemilli çocuklar için hazırladığım oyuncakların sonuncusu bu matruşka yastıklar oldu.Dün akşam ikisinin de yüzlerini yaptım.Artık sahiplerini bekliyorlar.O küçük hastalara biraz da olsa mutluluk verseler, benim için yeterli...



Lösev İçin Oyuncaklar-III

Kedili yastıklar.Modeli Ebrulikedi'nin bloğundan almıştım.



28 Mart 2011 Pazartesi

Lösev İçin Oyuncaklar- II

Lösemili çocuklar için yaptığım oyuncaklara devam..Matruşka yastığın modelini  Leyya'nın bloğundan aldım.Kendisinin yaptığı çantalara hayran olmamak mümkün değil.
Fil oyuncak..

27 Mart 2011 Pazar

Lösev İçin Oyuncaklar-I

Sevgili Tülin abla'nın 23 Nisanda Lösemili çocuklar için oyuncak etkinliğine hazırladığım oyuncaklardan ilki bu tavşan oldu.Bu sıralar örgüden sıkıldığım için küçükler için oyuncak yastıklar dikmek istedim.

Mavili oyuncak ise Ateşböceğim için..


24 Mart 2011 Perşembe

Telefon Kılıfı Denemeleri...

Bu hafta bloğuma işyerimden ulaşamadım.Evdeki bilgisayarımdan ayarları değiştirip ancak girebildim.Bu durum çoğu arkadaşımız da olduğu gibi bende de bloğuma bir şeyler eklemek konusunda isteksizlik yarattı.Yine de bu kadar emekten sonra vazgeçmemeliyim diyorum..
Daha önce telefonuma yaptığım kılıfı arkadaşıma hediye ettiğimi söylemiştim.Kendim için  tekrar kılıf yapma çalışmalarım sırasında aklıma gelen bir kaç fikri de uygulayayım dedim.İlk iki denemem başarılı olmadı ama ben yine de sizinle paylaşmak istedim.Sizinde aklınıza gelirse, denerken dikkat edin derim.

 Birinci deneme: Eva sünger kağıdını ikiye bölüp, üstüne çok sevdiğim bir peçeteyi dekopaj yaptım ve sonra da vernikledim. Çıkan sonucu beğendim ama sıra yanlarını birleştirmeye gelince çok zorlandım.Dikmeye çalıştım kağıt yırtıldı, zımbayla birleştirdim kenarları kötü durdu.
Sonuç:Bu şekildeki çalışmaları defter kapaklarında, anahtarlıklarda veya bir resmin üzerine kabartma olarak kullanabileceğimi anladım..


İkinci deneme: Kalın keçeyi telefonumun boyunda kestim.Üzerine peçete yapıştıramadım, ince geldi.Bende beğendiğim bir resmi dekopaj tutkalıyla yapıştırıp, vernikledim.Ama kenarları dikerken yine kağıt yırtıldı.Keçe kalın olduğu ve ikiye katlandığı için dikiş makinası ile de dikemedim.Halbuki kitap ayraçlarında kolay olmuştu.Çok sinirlendim, resmi yırttım.Ama keçede de tutkal lekeleri oluştu.

Sonuç:Bu çalışmayı da sadece kitap ayraçları ve resim kabartmalarında kullanabileceğimi anladım.

Üçüncü ve son deneme: Daha önce makyaj çantası diktiğim kumaştan kalan kısımdan bir parçayı kılıf şeklinde diktim ve içine elimde kalan keçe parçasını yerleştirdim.Çekme aparatı da daha önce kullandığım kitap ayracının diğer yarısıydı.



Sonuç: Bu kılıfı sevdim, beni diğerleri kadar oyalamadı.Hatta hızımı alamayıp iki tane oyuncak tavşan diktim.Onlarda yarına artık..

22 Mart 2011 Salı

Telefon Kılıfı...

Dün gece televizyon seyrederken yaptığım telefon kılıfı.Üstündeki yazma oyasını annemden getirmiştim.Küçücük parça da olsa oyaları atmaya kıyamıyorum.Çekme aparatı ise bir arkadaşımın verdiği kitap ayracından yapıldı.Aslında bu kılıfı kendim için yapmıştım ama işyerinden bir arkadaşım çok beğenince ona hediye ettim..

17 Mart 2011 Perşembe

Antika Yüzük...

Daha önce yüzük haline getirdiğim düğmelerden bahsetmiştim.İçlerinden en güzelini sona sakladım.
Bu düğmeyi gördüğüm an eskiye döndüm.Belirsiz bir tarihte, büyük ihtimal çocukluğumda, yaşlı bir teyzenin taktığı yüzük gözlerimin önüne geldi.Düğme madeni olduğu için arka kısmını kesmek ve eğelemek için epey çaba harcadım.Arka kısmına yüzük aparatı takıp, üstüne küçük taşlardan yapıştırdım.Benim için çocukluğumu hatırlatan anlamlı bir yüzük oldu. 

14 Mart 2011 Pazartesi

Sert Mukavvadan Vazoya, Bir Geri Dönüşüm Projesi...

Geçen hafta, büyük oğluma çok istediği satranç setini almıştık.Set uzun bir çanta şeklindeydi ve içinden sert mukavvadan bir silindir çıktı. Silindir o kadar sert bir malzemeden yapılmıştı ki atmaya kıyamadım ve bir köşeye kaldırdım.
Ama her daim meraklı küçüğüm bunu bulmuş ve arkadaşıyla bir güzel üstünü boyamışlar.Bir sonraki aşamada ne yapacaklarını bilemediğim için bu hafta projemi tamamlamaya karar verdim.İlk olarak yüzeyi krem boya ile iki kat boyadım.Sonra peçete tutkalı ile peçeteyi bütün olarak yapıştırdım.Üst kısma peçetem yetmediği için, yurtdışından aldığım ince dekopaj kağıtlarını kullandım.Aradaki renk geçişini kapatmak için dantel kullandım ve antrede yerini aldı.

11 Mart 2011 Cuma

İlk Boyadıklarım...

Boyamayı ilk öğrendiğim dönemde yaptıklarım.Eski ve kenarda duran bir küpü altın rengi metalik boya ile boyadım.
Resimde çok net çıkmamış, aslında kahverengi üzerine altın rengi ile çatlatma yapıp, üstüne renkli taşlar yapıştırdım.

Bu saksı da aslında beyaz renginde eski bir seramik saksıydı.Onu da boyayıp, üzerine dekopaj çalıştım.Altındaki ise yine eskilerden kalma bakır tabaktı.Onu da altın rengine boyayıp, takım yaptım.
O dönemde elime geçen bütün eski eşyaları ve plastik saksıları bu şekilde yeniledim.Salonumda bordo ve bej renkleri ağırlıklı olduğu  için altın metalik boyayı çok kullanmıştım.

10 Mart 2011 Perşembe

Dün Ankara...

İki gündür Ankara karlar altında.Aslında doğup büyüdüğüm eski şehrimde böyle kışları çok gördüm  ama Ankara da böyle bir karı hiç görmemiştim.Salı günü iş dönüşü pek çok kişi gibi bizim içinde eziyet oldu.Yarım saatlik yolu iki saatte gidebildik.En üzücü tablo ise insanların Konya yolunda arabalarından inip, tipi altında  caddede yürümeleriydi.Böyle bir olayı yaşadıktan sonra "yollar tuzluydu,yalasanız anlardınız" polemiğini sadece traji- komik buluyorum
Ertesi gün kreşlerin kapalı olması sebebiyle işten izin aldım.Resimler, fırtınadan sonra evimden görülen kar manzaraları... 
Sizde iyi billirsiniz,evde olan bir bayanın hiç bir zaman işi bitmez.Daha önce hafta sonunda  yapılamayan işler, bu güne kaydırılır.Ne zamandır yapılmak istenen işler, sıraya girer.Benimde kahvaltıdan sonra ilk işim kete yapmak oldu.Tarif Emine Beder'in.Keteyi çok severim ama daha önce hiç denememiştim.Ev halkı beğendi.Tabii yanına bir de kısır ve erik hoşafı yapıldı..
Nihayet akşama doğru işlerim bitince biraz da film seyredelim dedik.İyi yapmışız, filmi çok beğendik.Tam bir Polisiye olmamakla birlikte, anlatımı ve çekimleri mükemmeldi.Ayrıca polis karakterlerinin insani zaafları ve yaşantıları ustalıkla kurgulanmıştı. 

1 Mart 2011 Salı

Vintage Yüzük ve Küpeler...

Aylar önce işyerinde sevdiğim bir arkadaşım annesinin evinde tek kalmış eski düğmelerden bahsetmişti. Bende  onlardan takı yapabileceğimizi söylemiştim. Bir gün küçük bir torba düğmeyle geldi. Hepsi birbirinden ilginç düğmeler...Yüzük ve küpe olacakları ayırdık. Takı malzemeleri satan bir dükkandan gerekli aparatları aldık ve bugün öğle yemeği için verilen arada oturup aşağıdakileri yaptık..
Yüzüklerden sarılı olan  ve en baştaki benim favorim oldu..
Küpeleri arkadaş için yaptık..Sevimli oldular..


 
Düğme olduklarına inanmak zor değil mi?