29 Eylül 2011 Perşembe

Ocaklar Köyü-Paflima (Büyükova)...

Tatil biteli epey oldu.Ama anıları çok taze.Hayatın çok üstüme geldiği anlarda, resimlere bakıp, o yolculuklara tekrar çıkıyorum.
Marmara Denizi kıyısındaki Ocaklar Köyü'ne gitmeyeli 22 sene olmuş.En son gittiğim yıl, üniversite sınavının sonucunu öğrenmiştim.Altı yaşından onsekiz yaşına kadar, her sene ailece tatillerimizi orada geçirdiğimiz için bir sürü anı birikmiş.Yıllarca tekrar gitmeme nedenim ise o güzelliklerinin bozulduğunu görmek istememem.Sonuçta bu sene Paflima'ya gitmek için yolumuz tekrar oraya düştü.Ocaklar Köyü Erdek'ten sonra Kapıdağı Yarımadasında ve 80'li yıllarda Kumla'dan sonra Eskişehirliler için gözde bir tatil yeri oldu.
Köy halkının çoğunluğunu Yunanistan'dan göçeden Pomaklar oluşturuyor. Bizim gittiğimiz yıllarda Ahmet Mekin'in yazlık evi vardı orada.Kendisini, köpeğiyle sahilde gezerken hayal meyal hatırlıyorum.
Köyün içi çok değişmemiş.
Bu eski yapı yıllar önce daha iyi durumdaydı. Bir de eski bir kilise yıkıntısı hatırlıyorum ama onu bulamadım.
Sahil yolu araç trafiğine kapatılmış.Yol köyün arkasından verilmiş.
Koy aynı güzelliğiyle karşıladı bizi.Eskiden her yaz kaldığımız Esen Kamp'ta kaldık.
Kampın ağaçlı olan kısmı yola gitmiş ve bakımsız kalmış.Ama eskilerden Melek teyzeyi tekrar görmek güzeldi.Kumsal güzel düzenlenmiş ama deniz çok temiz değil .Ama esas sorun akşam olunca başladı.Sahil boyunca kurulmuş olan bir kaç bardan gelen gürültülü müzik,  bütün güzelliği sildi gözümüzde.
Ertesi gün Paflima'ya yola çıktık.Paflima aynı yarımada üzerinde, Narlı ve İlhanlar köyünden sonra küçük bir yerleşim.Yol bazı yerlerde toprak ve iyi değil.Ama manzara muhteşem.
Karşıdaki büyük kara parçası Paşa Limanı adası.
Karşınıza kenarda kalmış, harika koylar çıkıyor.
Bir saatlik yoldan sonra yarımadanın ucuna yakın Paflima'dayız.Yine enfes bir koy.
Kumsal ve deniz çok güzel.Ama yinede Ege'nin temiz denizi yok burada.O yüzden denize girmek, çok içime sinmedi.
İşimizi hallettik.Eşim merak ettiği için Erdek'te denize girip, Altınoluk'a yola çıktık.Bandırma civarında yeni kurulmuş bir sürü rüzgar türbünü karşıladı bizi.
Görüntüleri çok güzel ama yaygın olarak düşünüldüğü gibi bu türbünler her rüzgar seviyesinde çalışmıyor ne yazıkki.

14 yorum:

  1. Bende çok zaman önce gitmiştim. Güzel biryerdi. Tekrar gitmiş gibi oldum.

    YanıtlaSil
  2. hiç görmedim ama güzel görünüyor. Ama sen denizi pek temiz değil demişsin. Yine de fırsat buldukça gezmek-görmek lazım...

    YanıtlaSil
  3. Eşim Bandırmalı o yüzden bende çok severim Ocakları ama bizde yıllardır gitmedik Kurban Bayramında gidersek gezeriz bakalım neler neler değişmiş...

    YanıtlaSil
  4. Bu rüzgarz güllerinden Akbüktede vardı. Ama söylediğin gibi her rüzgarda dönmüyorlardı.

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel resimler :) Pomaklar ilgimi çekti.

    YanıtlaSil
  6. Fotoğrafları daha önce görmeme rağmen tekrar gezmiş gibi oldum.
    Yaza ait ne varsa bakmaya doyamıyorum,ne olacak benim halim?

    YanıtlaSil
  7. Sana da nostalji olmuş Suhuba..

    Denizde deniz anaları vardı Saadet.Bir yerlerde Marmara denizinde canlı türü kalmadığını okumuştum, göçeden balıklar hariç.Ege'ye göre daha sıcak ve sığ.Ama ben yine de Ege'yi tercih ederim.Manzaralar için gidilebilir.Çünkü deniz dışındaki doğa bozulmamış.

    YanıtlaSil
  8. Bandırma da çok büyümüş Meral hanım.Bir tek çıkışta deniz kenarındaki büyük fabrika duruyor ve gördüğüm kadarıyla denizi kirletmeye devam ediyor.Eğer giderseniz sizinde resimlerinizi bekliyorum.

    Dilekciğim türbünlerin dönmesi için rüzgar ne çok düşük olacak, ne de çok şiddetli.Temiz enerji ama sanıldığı gibi Türkiye'nin rüzgar potansiyeli çok yüksek değil.

    YanıtlaSil
  9. Pomaklar ilginç bir halk Rabia.Ruşen ( http://rusyena.blogspot.com) bloğunda Pomak düğününü ve adetlerini anlatmıştı.İstersen bir incele..

    Ya benim halim ablacığım?Biz bütün kış hayaller kurarız artık.Bu arada Altınoluk ile Alaşehir postları var sırada..

    YanıtlaSil
  10. Pomaklar ilginç bir halk Rabia.Ruşen ( http://rusyena.blogspot.com) bloğunda Pomak düğününü ve adetlerini anlatmıştı.İstersen bir incele..

    Ya benim halim ablacığım?Biz bütün kış hayaller kurarız artık.Bu arada Altınoluk ile Alaşehir postları var sırada..

    YanıtlaSil
  11. Ne güzeeel... Sizler gezin, ben oturduğum yerde sizlerin sayesinde bir sürü yer geziyorum :)

    YanıtlaSil
  12. En son oraya gittigimiz zaman da deniz analari oldugunu hatirliyorum denizinde. Fotograflara baktim baktim ve bir sey anlamadim :) Sanirim koyun icinde dolasirsam her sey yerli yerine oturur. Ayrica o koylara dokunulmamasinin sebebi buyuk olasilik yolunun olmamasidir yoksa oralari da dolardi simdiye kadar.
    Biz Hatay'da gorduk ruzgar turbunleri ama orada epey ruzgar vardi. Tabii surekli ruzgar olan yere yapilmasi gerek burada California'da oyle yerlere kurmuslar mesela.

    YanıtlaSil
  13. Senin oturduğun yer de harika Banucuğum.O manzaraya hergün uyanmak çok güzel olmalı.

    Nevinciğim sahil yolunu çok çekmedim.Çünkü bina yığını.Tarihi değilse bina yığını çekmeyi sevmiyorum.Esen Kampı özellikle çekecektim ama sonra vazgeçtim. Eski halinden eser yok.Deniz anaları bizim zamanımızda da vardı haklısın.Ama Marmara o zamanlar bu kadar kirli değildi.İskeledeki çaybahçesi ileriye alınmış. Resimleri oradan çektim.

    YanıtlaSil
  14. Rüzgar konusunda haklısın sürekli bir rüzgar olması lazım.Türkiye de rüzgar türbünleri kurulmadan en az25 metrelik bir direk dikilerek, Elektrik Etüd İdaresinden 5 yıl boyunca rüzgar verilerini almak gerekiyor.

    YanıtlaSil