31 Ekim 2013 Perşembe

Çocuk Hırkasının Açıklaması...

Geçen yıl başında bloğumda arkadaşlarımın oğlu Tuna Devrim için ördüğüm bu hırkayı paylaşmıştım.
 Daha sonra Tülin abla bu hırkayı çok beğenip, arkadaşının torunu için farklı bir rengini ördü.
Yaptığımız hırkalar çok beğenildi ve pek çok arkadaşım yapılışını sordu. Bende elimden geldiğince sizlerle yapılışını paylaşmak istedim.Umarım sizlerde yapıp, bizle paylaşırsınız.
Hırkanın modeli çok basit, klasik bebek yeleklerinde olduğu gibi yakadan başlanıyor.
İpimiz Nako Jelibon.5 numaralı şiş kullanıldı.
Örgümüze 62 ilmekle başlıyoruz. 2 sıra haroşa örüyoruz.(Toplam 4 sıra oluyor)
Daha sonra 12 ilmek ön için düz örüyoruz, 1 ilmek atıp 1 düz örüyoruz.Tekrar 1 ilmek atıp, 8 ilmek kol için düz örüyoruz.Yine 1 ilmek arttırma 1 ilmek düz ve 1 ilmek arttırma.18 ilmek arka için düz örülüyor.Yine 1 arttırma 1 düz ilmek ve 1 arttırma.8 ilmek diğer kol için düz örülüp 1 arttırma 1 düz ilmek ve 1 arttırma.12 ilmek diğer ön için düz örülüyor.Arka sıralarda arttırma yok, olduğu gibi düz örülüyor.Öne geldiğimizde arttırmalara dikkat edeceğiz.Bu şekilde arttırma yerleri 18 delik oluncaya kadar öreceğiz.Kollar için ilmekleri ayırıp, gövde kısmına geçeceğiz.Bu sırada kolları 21 sıra haraşo örüyoruz ve 7 sıra kenarlara geçireceğimiz renkten düz örüp, kapatacağız.Gövde koltuk altından sonra 32 sıra haroşa örülüyor.(Biliyorsunuzdur ama ben yine hatırlatayım, 1 sıra haroşa 2 sıra örmemiz anlamına geliyor.)
Cepler için 15 ilmek başlayıp, 11 sıra haroşa örülüyor.7 sıra da diğer düz renkten örülecek.
Kenarları örmek için ben, kenardan 1 ilmek alıp, 1 ilmek atlıyorum.Etek ucundan ilmek alırken genelde her ilmekten 1 ilmek alıyorum. Bu ilmeklerde 7 sıra düz örülüp, kapatılacak.
Britler için 3 ilmek başlanıp, 20 sıra düz örülecek.
Üçgen kısımlar için tığla 7 sık iğne başlanıp, her sırada iki taraftan 1 ilmek eksiltilecek.(İsterseniz britleri tığ ile de yapabilirsiniz.)
Önemli Not: Hırkanın kenar kısmını  4,5 numara şişle ördüm.
Bu hırkaya yeni başladım.İpimi kardeşim yurtdışından getirmişti, o yüzden markası yok.


Umarım yeterince iyi anlatabilmişimdir ama takıldığınız yerde her zaman yardımcı olurum.Sevgilerimle... 

25 Ekim 2013 Cuma

Bridal Shawl...

Bir bayramda geldi geçti.Biz her bayramda olduğu gibi yine Altınoluk'ta annemlerle birlikteydik.Bir kaç gün denize bile girdik. Daha sonraki günlerde hava bozdu ama bizim keyfimiz bozulmadı. Dallarından mandalin ve nar toplayıp, yedik.Topladığımız limonlarımız biberiye çayına eşlik etti, tabii biberiye de bahçeden. Yine komşunun ağacından ıhlamur toplandı, zeytinlerin çoğu erkenden kararıp, çürümüştü bu sene.Biz bulabildiğimiz sağlamları topladık.Ankara'ya gelince çizip, suya koydum.Sanırım benim ruhum bunlarla dinleniyor.Yatmak yerine gezmeyi,meyve toplayıp, pazar dolaşmayı seviyorum ben.Bu arada örgülerin bir kısmını bitirdim, özellikle yolculuk boyunca örgü ördüm.Onları sonra ekleyeceğim ama ilk olarak epey önce bitirdiğim şalı paylaşmak istedim.
Bu şalı Selma Hanım'ın  bloğundaki anlatımına göre ördüm.
İpimin markasını hatırlamıyorum ama angora tarzı pullu bir ipti.


Yarın hafta sonu, herkese keyifli güzel bir haftasonu diliyorum.Sevgilerimle...

14 Ekim 2013 Pazartesi

Nice Güzel Bayramlara...

Yıllar öncesinden üç kardeşin fotoğrafı.Yer:Emirsultan-Bursa
(Sağdaki tombik benim)
 
Her bayramda eskileri daha çok hatırlar oldum.O bayramlar çok güzeldi, en azından hep birlikteydik.
Sevdiklerimizle birlikte nice güzel bayramlar dilerim...

11 Ekim 2013 Cuma

Örgülerle Devam...

Örgü benim için en iyi terapi demiştim değil mi? Gerçektende şu sıralar örgü dışında bir şeyler yapmak gelmiyor içimden.Neler mi örüyorum? İlki sarhoş şolu şaşırdı modelinden bir atkı.İpi Çelebi markası kristal iplerden.5 numara şişle 40 ilmek başladım.2 sıra haroşa örüp, modeli koydum.Deneyecekseniz eğer ilk ilmekleri örmeden alın. İki tane 100 gr. ip kullandım.Bu modelden kaç tane atkı ördüm hatırlamıyorum.Ama tavsiye ederim, çok şık duruyor..
İkincisi güzel bir lif.Sevgili Sercan her cuma bir lifi anlatıyor bloğunda.Eğer denemek isterseniz mutlaka bloğuna uğrayın derim.O kadar güzel anlatıyor ki heves etmemek zor..
Bunlar yapılanlar.En son dün gece yine Sercan'ın anlattığı elbise lifinden bitirdim.Sırada olanlar ise bir şal, banyo paspası, yine bir atkı ve motiflerden bebek battaniyesi.Birini bitirmeden diğerine başlamak hiperaktif bir durum bence.Ama yine de düzenliyim diyebilirim, televizyonda eğer alt yazılı dizi veya film varsa  şiş örgümü alıyorum elime, Türk dizilerinde ise ekrana bakmak gerekmediği için tığ örgülerine devam ediyorum.Hobi deliliği de bu olsa gerek..
Herkese hobi dolu güzel bir hafta dilerim...

27 Eylül 2013 Cuma

Biraz Daha Örgü...

Bugün, uzun süredir elimde sürünen ve nihayet biten küçük halımı paylaşmak istedim.Hepsi tek parça olarak örüldü.Son parçalar ve birleştirme kısımları beni çook yordu, sanırım bir daha bu kadar büyük bir parça örmem.
 Ama halıyı tekrar düzenleyeceğim sanırım.Kullandıkça birleştirme yüzünden biçimi bozuldu.
Ortasını uzatıp, kenarlarına da bant örersem iyi olacak. 
Bunlar planlarım ama gözümde büyüyor. Hiç halı öresim yok.Yeni bir şal başladım, bir dahaki postta onu paylaşırım sizinle. Şal örmek ilaç gibi geliyor bana.Yaşasın örgü...
Herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle...

9 Eylül 2013 Pazartesi

Tatil Anıları-II...(Ödemiş-Birgi)

Tatil çoktan bitti ama ben tatil anılarımın ilk kısmını da  eklemek istedim, yoksa yine araya zaman girecek ve unutulacak.Bayramda eşimin memleketi Alaşehir'deydik.Gitmeden önce gezilecek yerler listesi hazırlamıştım ve Ödemiş Kadınlar Pazarı ile  Birgi bu listenin başındaydı.Bayramın üçüncü günü yola çıktık.Zaten iki yerde Alaşehir'e bir kaç saatlik mesafede.Önce Ödemiş'e uğradık.İğne oyalarıyla meşhur Kadınlar Pazarını bulduk.Ne yazık ki çok fazla tezgah açılmamıştı.Ancak aşağıdaki oyaları alabildim.
 Yaşlı bir teyze tanesini 2 TL'ye satıyordu.
Pazarın yanındaki parkta buzlu karadut suyu içtik.O sıcakta harika geldi.
Daha sonra Birgi'ye gittik.Ödemiş'e çok yakın tarihi bir kasaba.(Fotoğraf makinem yanımda olmadığı için bazı resimleri netten aldım, bir kısmı ise cep telefonundan çektim.Yine de buranın güzelliğini, çok gösteremedim gibi geliyor.)
Geçmişte Aydınoğulları Beyliği'nin merkezi görevi yapmış, bugünlerde baştan itibaren restore edilmiş şirin bir ilçe Birgi.Tertemiz sokakları, gezilecek pek çok tarihi yeri ve taştan evleri ile biz çok sevdik burayı.Aşağıdaki resimler biraz gösteriyordur belki..



 
Çakırağa Konağı gezdiğim en ilginç mekanlardan biriydi.1700'lü yıllarda bir deri tüccarı tarafından yaptırılmış, üç katlı, her odası özenle süslenmiş çok güzel bir konak..




Her odanın tavanı ve duvarları özenli bir işçilikle işlenmiş.
    İşte konağının sahibinin İzmirli ve İstanbullu iki eşi için yaptırdığı bu iki oda beni mest etti.Adamcağız eşleri memleket hasreti çekmesin diye İstanbul boğazı ve İzmir sahilini duvara resmettirmiş.Burası İstanbul odası..
Burası ise İzmir.O yıllarda bile eşlerine ince davranan beyler varmış.. 
 (Şimdi düşündümde bize anlatılan ve hoşumuza giden hikaye buydu.Belki de amaç sadece gösteriş yapmaktı..)

Birgi'de daha pek çok gezilecek tarihi eser var.Eğer yolunuz oralardan geçerse mutlaka uğrayın derim.Böylece tatil anıları bitti.Herkese güzel bir hafta dileklerimle...

29 Ağustos 2013 Perşembe

Çanta Denemelerim...

Çok sıcak bir Ankara gününden merhaba.Ben bir türlü sevemedim bu sıcakları.Öğle arası yakındaki gereksiz AVM'ye gitmek bile sıcak yüzünden şekerimin birden düşmesine sebep oluyor.Neyse ki geceler serin. (AVM'ler bence tamamen vakit kaybı.Hem ışıkları rahatsız ediyor hemde fiyatları.Ama her çalışan bayan gibi bende en azından marketine gitmek zorunda kalıyorum. Çalışan bayanlara özellikle bir öğle aralarında bakın.Hepimizin acelesi vardır ve ellimizdede olmazsa olmaz torbalar.Beyler rahattır hatta torba taşımayı eziyet sayarlar.)
İşte bu serin gecelerden birinde yaptığım bir çantayı paylaşmak istiyorum sizinle.Daha önce bir arkadaşım yurdışından aldığı bir çantayı gösterip," sen dikersin bundan" demişti. Evirdim, çevirdim, pek basit geldi gözüme.Orijinal çanta budur.
Benim yaptığım ise bu.Kumaşım duck kumaşı.İçinin astarı için pamuklu bir kumaş kullandım.

İç kısmı.Etiketimi unutmuşum.
Fırsat bulursam bu hafta farklı bir kumaşla aynısından dikeceğim.O zaman hem yapılış resimlerini hemde kullandığım kalıpları eklerim.Belki siz de denemek istersiniz.
Herkese güzel bir hafta sonu dilerim..

27 Ağustos 2013 Salı

Tatil Anıları-I....

Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba.Biraz tembellik biraz da ihmalkarlıktan tatil anılarımı ancak girebiliyorum bloğuma.Bloğumun kişisel arşivim olduğunu düşünsem de çok tembel çıktım bu konuda.Aslında dönüp okuduğumda keyifli bir duygu, özellikle o anlarda hissettiklerim.Bir yerleri keşfederken, bir yazarın dünyasında kaybolurken ve bir şeyler üretirken hissettiklerimi tekrar hatırlama keyfi bloğumu ihmal etmememi söylüyor bana.Bilmiyorum ne kadar sürer, küçükken de düzenli anı defteri tutan bir çocuk olamadım ben, çokta özenirdim halbuki. Neyse bu kadar iç hesaplaşma yeter sanırım.
 Bayramdan sonra izin alanlar furyasına bizde katıldık.İyi mi yaptık bilmiyorum, çünkü yollar çok kalabalıktı, Altınoluk'ta öyle.Bayram sonrası Altınoluk'taydık.Hem annemleri gördük hemde tatil yaptık.Tülin abla ile tatillerimiz aynı zamana rastladı, iyi de oldu.Bir günde Altınoluk'ta Figen abla ile buluştuk, keyifli saatler geçirdik.Bizi merak ediyorsanız Figen abla kameraya aldı.Hoş ben kendimi hem resimlerde hem de videoda hiç  beğenmedim.Yinede hatırası olsun değilmi?
Figen abla yaptığı bebeklerden getirmiş bize.Ben bebeklerin karakterize edilmiş hallerini çok sevdim.Ama en çok parmaklarına kadar her eklemin hareket ettirilebilmesine bayıldım. 
 Annemle babam.Tülin ablanın tabiri ile benim güzeller.Her tatilimizde  mutlaka sahildeki kafeye kahvaltıya gideriz.Benimkiler geç uyandıkları için biz yokuz resimde.Benim güzeller ise erkenciler...
(Anneciğim, babacığım ikinizi de çok seviyorum.Siz bakarsınız şimdi bloğuma, tekrar bilin istedim..)
 
  Altınoluk'ta  yazın pek çok konser düzenleniyor.Ayrıca tiyatrolarda geliyor .Belediyesi bu konuda çok başarılı.Geldiğimiz günlerde Volkan Konak'ın konseri vardı.Annem çok sevdiği için onu götürmek istedim.Ben de severim ama şimdiye kadar gitmeyi pek düşünmedim.Sevgili Korhan'da kavalyemiz oldu.Konser Altınoluk antik tiyatrosundaydı.Tiyatronun havası antikti ama onun dışında lüksümüz sıfırdı.Minder getirmeyi akıl edemediğiz için bütün gün  sıcaktan pişmiş taşlara oturmak zorunda kaldık.Sırtımızı yaslayamamamız ayrı sıkıntıydı.Ama Volkan Konak bütün bunları unutturdu bize.
 Üç saat ara vermeden sahnede kaldı.Kah ağlattı, kah güldürdü.Ama en çok duygulandırdı.Televizyonda seyrettiğimiz performansının çok azıymış, anladım.
Benim için iki unutulmaz sahne vardı.İlki Nazım ustadan okuduğu şiirleri, ikincisi Cerrahpaşa şarkısında annemle ağlamamız.Resime bakmayın, henüz konserin başında çekti Korhan bizi.
İşte böylece tatilin ikinci kısmı bitti.İlk kısmı ise diğer postta.
Sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanın değerini her zaman anlamamız dileğiyle.Sevgiler...

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Leyla Erbil ve Gecikmiş Bir Yazı...

"..bütün acılara karşın
hayat
içimize bir nota bırakır ya
en bitik günümüzde
direnme notasını
bir zarfa mı koyar
bir deniz çırpıntısıyla mı
savurur
yüzümüze
neşe üşüşür hayatımıza
birden
güç aşılar
iyi güçtür
başeğdirmeyen
umut
altın kafesinden
çıkıverir
dolaşır tepemizde..."
     Leyla Erbil (1931-2013 )

     Temmuz'un 19'sunda aramızdan sessiz sedasız ayrıldı Leyla Erbil.Hep yakınından geçtiğim, uğradığım duraklarda övgüyle bahsedilen ama dünyasını hiç ziyaret etmediğim bir yazar ve şairdi kendisi.Onu kitaplarını tanımam ne acı ki öldüğü günlere rastladı. Pek çok yazarı okuduğumu en azından bildiğimi düşünen ben, onu bu kadar geç tanımaktan çok utandım, kendime yakıştıramadım.
'Tuhaf Bir Erkek' isimli son şiir kitabını, bir arkadaşım hediye etmişti ve benim Leyla Erbil maceram böyle başladı.Karmakarışık duygularla okudum şiirlerini. Sıkça güldüm. Keskin diline, zekasına, duyarlılığına ve başeğmeyen tarafına hayran kaldım.Şiir dünyamın baş köşesine Nazım ustadan sonra rahatlıkla yerleşti.Sana kocaman teşekkürler güzel şair, mezarında rahat uyu....

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Kısa Bir Tatil, Çicekler ve Son Yapılanlar....

Yine uzun bir ara verdim.Aslında daha fazla ilgilenmek istiyorum bloğumla ama nette çok vakit geçiremiyorum.Zaten az olan zamanda da haberleri ve blogları takip edebiliyorum netten.Neyse bu sıralar ben neler yapıyorum..
1)Renk renk çicek yetiştiriyorum.
Bu çiceğin adına Canan dedi satıcı bayan.(Ablama götüreyim diyordum, zaten onda da varmış).Yanındakiler benim nazlı sardunyelerim.
 2)İstanbul'a kısa bir ziyaretimiz oldu.Yıllar sonra Topkapı sarayı'nı tekrar gezdim. Çocuklar bir süre sonra sıkıldı ama benim için harikaydı.Aşağıdaki yer ise Pierre Loti tepesi.Enfes bir Haliç manzarası.
3) El işlerine devam ettim.Bazanın kenarına eski bir çarşafımdan etek diktim.Uçlarına dantel geçirdim.İlk defa geniş lastik diktim.Hatalarım var ama güzel durdu bence..


4)Bu yastığın renkli olanını daha önce örmüştüm.Sevgili Derya'da gördüm, iki renginden yatağım için ördüm.


Pembenin ipi Çelebi'nin bebek ipiydi, yumuşak oldu ama çok kullanamadan tülerecek gibi.Krem rengi olan Alize Süperlana Zincir.Tavsiye ederim, harika bir ip.
Dahası da var aslında.Bir oyuncak penguen, bir çanta diktim.Yeni bir şala başladım, yarısına geldim.Onları da eklemeye çalışırım.
Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.