"Sevgi neydi, Neydi sevgi .Sevgi emekti." Emek verdiğimiz her şey, ailemiz, işimiz, arkadaşlıklarımız ve ürettiklerimiz hepsi sevgi ..Geçmişimiz ve geçmişten bize kalanlar gibi...Hepsinin yıllar geçtikçe manevi değerleri artıyor, hepsi ayrı bir hikaye anlatıyor...
Eşimin annesinin kendi dokuduğu Uşak işi yörük kilimi..100 yaşını devirmiştir sanırım..Evlendiğimizde hediye etmişti.Üzerindeki desenlerin anlamlarını hep merak etmişimdir.Bir gün öğreneceğim.
Yine Bulgaristan'dan gelen porselen sürahi..Annemim annanesinden kalma..Narin, kırılgan incecik bir eser..
Babaevinden gelme eski radyo..Çocukluğumdan kalma ne çok anısı var..
Radyoyu görünce içim gitti.
YanıtlaSilRahmetli dedeciğimin, ajansları dinlediği bir radyosu vardı, üzerindeki nazar boncuklarıyla korunan... ahh anneannem, kimbilir kimlere sattı...
Radyonuza benzer bir radyo bende babannemden almıştım.Çok güzeldi ama kızlarım kırdı.Bir çok anısıyla beraber gitti maalesef :(
YanıtlaSilEski eşyalar ne kadar güzel ve değerliymiş değil mi...
Sevgili Nazan hanım, Kayınvaldedinizin ellerine emeğine sağlık.Canlı cıvıl cıvıl renklerin buluştuğu kilime bayıldım.
YanıtlaSilSol köşedeki iki farklı beyaz motif(biri balık gibi diğeri göz şeklinde)halının başka yerlerinde kullanılmamış özel olarak işlenmiş gibi.
Siz kilimin hikayesini öğrendiğinizde bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Güzellikleri paylaşmada buluşmak üzere sevgiyle kalın....
kilime bayıldım, çok güzel de dokunmuş, renkler çiçekler baharı çağrıştırıyor. Kırmızılari morlar turkuazlar bir arada çok az rastlanır. Tülinle sen bana eski eşyaları sevdiriyorsunuz yeniden. Gitsin şunlar dediklerim kıymete biniyor sayenizde:))
YanıtlaSilNazancım hepside çok özel ve çok güzeller. Ama beni en çok radyo etkiledi. Şimdi dönüpte baktığımda hayatımız o zamanlar ne kadar güzelmiş, teknoloji yoktu ama o radyonun başına hep birlikte toplanıp heyecanla arkası yarın'ı beklerdik.O sesler hala kulaklarımdadır benim. Şimdi her odada bir televizyon var ama malesef herkes ayrı bir odada:((
YanıtlaSilBu radyonun hic evde durdugunu hatirlamiyorum ben. Sanki babamin burosundaydi cunku ne zaman oraya gitsem karistirirdim. Hos evdeki diger radyoyu da ben bozmustum. Benim de senin ordugun ve sakladigim bir kazagin var. Bir ara cekip yollayacagim sana arsivinde bulunsun. Cok guzel bir kazak.
YanıtlaSilSevgili Ülker,eskilerden bir esinti getirmişim sana..Bu radyoyuda annemler atarken, eşimin uyarmasıyla farkettim.Yıllar geçtikçe daha dikkat eder oldum bu tür eşyalara..
YanıtlaSilSevgili Ozi'nin güncesi,benim oğlanlarda yine babannemden kalma fildişi tarağı kırmışlardı.O kadar üzülmüştümki.Çok iyi anlıyorum seni..
Belgin hanım, kilimin sizi etkileyeceğini tahmin etmiştim.Sizde bu renkleri cüzdanlarınızda ve farklı objelerde o kadar güzel kullanıyorsunuzki..Kilimdeki o kısımlara hiç dikkat etmemişim.Özellikle kayınvalideme soracağım..
Kutsevciğim, bazen akşamları sadece radyoyu açıp, örgü örüyorum.Televizyonun karmaşasından sonra öyle bir huzurki..Eski günlerde insanlar bu huzuru daha sık yaşıyormuş.Ne güzel sana da eskilerden bir şeyler getirmiş eklediklerim..
Nevinciğim,radyo bir dönem evde de kaldı.Ama ben o kırdığını hatırlayamadım.Kazağı da merak ettim?O dönemde sanada epey örmüştüm..
Sevgili Fiamma, turkuvaz ve kırmızının bu tonu beni de çarpıyor.Kilim kaç kere yıkandığı halde hiç solmadı.Kök boyasıdır sanırım..Eskileri sevmene vesile olmuşum, ne mutlu bana..
YanıtlaSil