Pazar gecesi Hopa'da Cihan Otel'de kaldık.Ana cadde üzerinde temiz ve güzel bir otel.O gece Hopa'da Haluk Levent'in bir konseri vardı.Bizde dinlemeye gittik ama bir süre sonra kavga çıktı.Yanımızda çocuklar olduğu için ayrılmak zorunda kaldık.On beş sene öncesine göre kötü bir kentleşme var Hopa'da.Aslında Arhavi dışında kıyı boyunca bütün ilçeler aynı kaderi paylaşmış.Yol kenarları çok katlı, aceleye getirilmiş binalarla dolu.Bu sebeple ilçelerin içinden çok dağları, tepeleri ve de denizi çekmişim .Sahil yolu ise çok düzgün, Sarp'a kadar çift yönlü ve yolculuğumuz çok rahat geçti.Hopa çarşısında biraz gezip, Kemalpaşa'ya yol aldık.Yine başı dumanlı tepeler..
Kemalpaşa Hopa'ya on kilometre uzaklıkta küçük bir ilçe.Cadde kenarında pek çok dükkan var.Daha önceki yıllarda sınırdan geçen Gürcülerin bavul ticareti sebebiyle bu dükkanlar çok iş yapıyormuş ama bu sene Gürcistan'ın vergileri arttırması sebebiyle çoğu boştu.Burada İstanbul'daki Mahmutpaşa'nın havası var, sadece fiyatlar düşük değil.Ayrıca Kemalpaşa'nın çıkışında İstanbul AVM kurulmuş.Artvin dahil pek çok yerden alışverişe gelenler var.Bizdeki AVM'lerin küçük versiyonu.Anlayacağınız orada da AVM kültüründen kurtulamadık. Kemalpaşa'da büyük ve güzel bir kumsal var.Akşam Ayder yaylasından dönüşte de kumsala uğradık.
Kumsal'ın biraz arkasında çok eski ve büyük bir kilise yıkıntısı vardı.Önümüzdeki sene restore edilmesi planlanıyormuş.O halini de görmek isterdim.Akşam olduğu için ne yazıkki resimler çok net çıkmadı ama paylaşmak istedim.
Kemalpaşa'ya kumsaldan bir bakış..Ve Kemalpaşa'dan bir kaç kilometre sonra Sarp sınır kapısı.Geçen sene Edirne'ye gitmiştim, böylece güzel yurdumun iki ucunu da görmüş oldum.
Sınır kapısının üstünden görülen köy Gürcülere ait.Kapının sağ tarafında ise Türk köyü var aralarından bir nehir geçiyor.
Sarp'ın bizim olan kısmında tırlar sıralı, karşıya geçen pek Türk yok.Ama oradan bu kısma geçen Gürcüler çok fazla ve çoğunluğu bayan.Pasaportumuzu unuttuğumuz ve zamanımız kısıtlı olduğu için karşıya geçemedik ama önümüzdeki sene için eşimle Batum üzerine programlar yaptık.
Dönüş tekrar Hopa'ya.Öğlen gittiğimiz Ayder'i ise ayrı bir post yapmak istedim yoksa çok uzun olacak..
Son olarak Kazım Koyuncu'yu anmadan geçemeyeceğim.Hopa'nın benim için her zaman özel bir yeri vardır.Çünkü bana Karadeniz türkülerini sevdiren Kazım Koyuncu o yörenin insanıdır. Kazım Koyuncu'nun aramızdan ayrılalı altı uzun sene oldu.Öldüğü zaman ne kadar üzüldüysem, onu dinlerken aynı acıyı hissediyorum.Özellikle kendini sanatçı sanan ve öyle lanse edilen medya soytarısı insanları gördüğüm zaman, onun bu kadar erken gitmesi yüreğimi eziyor.
hopa, kemalpaşa, sarp sınır kapısı...
YanıtlaSilbatum da seneye inşallah. ankara'nın sıcağından bunaldıkça serin yaylaları düşünürken buluyorum kendimi.
M.S.
ayyy ne kadar güzel çok istiyorum oraları görmeyi inşallah kısmet olur.ne güzel yerler insanın içi gidiyor:)
YanıtlaSilkazım ahhh kazım ne şarkılar onlar öyle çok severeim çok:)
Hımm su gibi görüntüler. Matbaadan şimdi geldim ve çok yoruldum. Bu görüntüler beni serinletti inan. Kazım Koyuncuya allahtan rahmet diliyorum. Bencede çok erken gitti.
YanıtlaSilNazancığım bende Karadenizi gezmek istiyorum. Gideceğiniz zaman haber verirseniz, belki bizde size katılabiliriz. Bizi istermisin bilemem ama..
YanıtlaSilKazım Koyuncu deyince aklıma hep onun "dido" parçası geliyor. Her dinlediğimde de gözyaşlarımı tutamıyorum. Canan
İnşallah canım,birlikte nice gezilere...
YanıtlaSilÇook güzel yerler, inşallah sen de gidersin Sezobigo.Çocuklarla zor ama onlarda bir süre sonra alışıyor..
Kazım Koyuncu bir yol açtı Dilekciğim, yıllarca hep aynı tarz söylenen türkülerin daha da güzel yorumlanacağını gösterdi.
Neden olmasın ablacığım.İsteriz tabii birlikte gitmeyi.Yol uzun yalnız.Biz size program yapınca haber veririz.Dido parçasında ben de ağlarım abla.Sözlerini anlamaya gerek yok, duygu o kadar yoğunki...
Batum denince aklima nedense Vedat Milor'un yaptigi kahvalti geldi :) Bir ara NTV'de rastlarsaniz seyredin gittiginizde ne yiyeceginizi de bilirsiniz :)
YanıtlaSilBu arada eniste sen buranin sicagini gorsen Ankara'nin sicagi da neymis dersin :) Ama bizde 2 saat icinde cam agaclarinin oldugu yere gidebilme luksune sahibiz. Hos ablama gosteremedik oralari.
YanıtlaSilnevin, ankara'da gündüzler sıcak, bugünlerde termometre 37 santigradı gösteriyor ama geceleri 15-17 derece olduğu için rahat uyunuyor. Bozkır havası işte... Çölle kıyaslanmaz ama :) Bu arada V.Milör'ün kahvaltısını merak ettim..
YanıtlaSilarkadaşım Hopaya gelmiş de beni hiç aklına getirmemiş, küstüm işte
YanıtlaSil