21 Temmuz 2011 Perşembe

12.07.2011 Borçka-Karagöl-Muratlı...

Bugün Karadeniz kıyılarında son günümüz.Borçka üzerinden Karagöl'e çıkacağız.Müziğimizi açalım ve erkenden yola çıkalım...
Karagöl'e  Hopa'dan Arhavi'ye giden anayoldan Borçka yoluna dönülerek gidiliyor.Önce geniş ve asfalt bir yol ile dağa tırmanıyoruz.Zirvede Cankurtaran Geçidi var.Manzara yine muhteşem ama uçuruma çok yaklaşmamam lazım.Burada Karayolları'nın bir birimi var.
Cankurtaran Geçidi'nden sonra yol inişe geçiyor.Borçka'ya geliyoruz.Çoruh nehrinin yanına kurulmuş Borçka..
                           
 Çoruh nehri..
 
Borçka'dan çıktık, yarım saat sonra Karagöl'ün girişindeyiz.Girişin solundan  Maçahel yaylasına yukarı doğru yol ayrılıyor.Buraya kadar geldiğimiz yol asfalt ve genişti.Bundan sonra toprak yol başlayacak.Parktan çıkan arabadakiler bizi uyarıyor "yol bazı yerlerde engebeli ve dar" diye.Uyarıya ne gerek,ben biliyorum başıma geleceği. Bu arada Park ücreti  7,5 TL.Ayder'de ise 10 TL. 
Bu sefer tecrübeliyim.Arabada yolun uçurum tarafını görmeyecek kısma oturuyorum.Eşim "korkma, uçurum tarafı ağaçlık " diye beni teselli ediyor.Şaka yapıyor olmalı, uçunca ağaçlar bizi tutacakmış..Neyse bitki örtüsü muhteşem ve çok değişik.Zaten parkın girişinde bitkilerden örnek alınmamasına ilişkin ikaz tabelası var. 
Yol çok uzun, en az 5 km.Bitkilere bakıyorum, dakikaları sayıyorum.O daracık yolda karşıdan araç gelince dua etmeye başlıyorum.Bugün bile anlayamadım o kadarcık yoldan nasıl iki araç karşılıklı geçebildi.
Bazı kısımlarda yola şelaleler dökülüyor.Bu gördüğümüz ve ismi olan en büyük şelale. 
Ve nihayet Karagöl'e geldik.Otoparka parkedip, biraz içeri yürüyorsunuz.Aman Allahım!!! İnanılmaz bir manzara.. 
Ben daha önce göl görmemişim. 
           Sanki İsviçre'deki bir göl manzarasına bakıyorum.

 Gölün üstü hafif sisli.Biz saat 2 civarı oradaydık.Gölün üstü bir saat içinde sisle kaplandı ve göl görünmez oldu.Bir kaç saat sonra turla gelen kişiler gördük.Onlar için üzüldüm, çünkü o kadar yol gelip, gölün o muhteşem manzarasını göremediler.Tabii onlar bunu bilemezdi, tur yetkililerinin bilmemesine ise olanak yok.. 

Gölün çevresi ağaçlık ve ağaçların arası geniş yapraklı bitkilerle dolu.Hafif sisle birlikte büyülü, masalsı bir hava var burada.


 Burada da mangalı yakıp, yemeğimizi yedik.Göl çok büyük olduğu için kıyının bir kısmının gezip,yola düştük.  Dönerken Muratlı barajına da uğradık.Barajın suları altında kalan caminin minaresi ve Çaykur fabrikasının bacası.      

                      
  Televizyonda camiinin imamının her namaz vakti minareden ezan okuduğunu dinlemiştik.İmamı göremedik
     ama minarenin ışıkları yanıyordu.Barajın kenarında Karşıköy var.Köyün üst kısmı Gürcistan sınırına çok yakın
Borçka'dan Hopa'ya otelimize döndük. ve ertesi gün Ankara'ya yola çıktık.Önce Rize'de yol kenarındaki Zaimoğlu Tesislerinde mola verdik.Buradan Rize dokuması çarşaf aldım.Bu eski pamuklu dokumalara bayılıyorum.Hem sağlıklı hem de nostaljik.Vakfıkebir'den ekmeğimizi, Terme'den de pirinç aldık.Son olarak Araklı'nın mısır ekmeğini alıp, Samsun'a kadar durmadık.(Bu ekmek bildiğimiz mısır ekmeklerine benzemiyor.İçi hamurumsu, değişik ve oraya özgü bir lezzet) Bu şekilde Ankara'ya ancak gece yarısı varabildik.

Sizinle de uzun uzun paylaştığım sadece beş günlük gezim bu kadar.Umarım siz de okurken sıkılmamış ve benim aldığım keyfi almışsınızdır.Bu gezi de bir kere daha hissettim ki bizler değişik kültürlerin harmanlandığı ve
içiçe yaşadığı, cennet parçası bu yurda sahip olduğumuz için çok şanslıyız. 

5 yorum:

  1. Bayıldım manzaraya, özellikle göl olan fotoğraflara. Ne mutlu size ki güzel bir gezi olmuş kazasız belasız. Nazanım bende uçurumlu yollardan giderken, Mustafa bey gibi kendime teselli veririm. Ağaçlar var buralarda allah korusun bişey olursa ağaçlar tutar diye. Bu da böyle bir psikoloji galiba. Neyse canım benim. Tekrar hoşgeldiniz.

    YanıtlaSil
  2. Nazancım ne güzellikler gördün, biz sıcaktan pi
    şerken serin serin hem de epey eneji depoladın hoşgeldin.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim Dilekciğim.Uçurum olunca benim gözüm ağaçta görmüyor.Dişlerimi sıktım ama göl her şeye değdi..

    Noblesse teşekkürler, hoşbulduk.. Aslında eskiler yazın boşuna yaylaya gitmezmiş.En azından geceleri biraz daha rahat Ankara..

    YanıtlaSil
  4. Nazancım gözlerime inanamadım, memleketime gelmişsin de benim haberim yok ,ben de yoktum buralarda gerçi, yeni geldim ama sen beni hiç aramadın aşkolsun, neyse güzel bir gezi olmuş

    YanıtlaSil
  5. Sevalciğim çok utandım,hep aklımdaydın ama kalabalık olunca fırsat olmadı.İnşallah önümüzdeki sene affettireceğim kendimi.Sevgilerimle arkadaşım..

    YanıtlaSil