20 Şubat 2012 Pazartesi

Bir Film, Bir Kitap ve Örgülerle Hafta sonu...

Bu hafta sonuna yorgun başlamıştım ama beklediğimden daha keyifli geçti.Cumartesi dolgusu kırılan dişimi yaptırdıktan sonra oğluşumla Fetih filmini izlemeye gittik, bilet bulmamız epey zor oldu.Filmi çok merak ediyordum ama beklediğimi bulamadım.
 Filmin savaş sahnelerinde masraftan kaçılmamış ama senaryo zayıftı, konu bir Fatih'in bir Ulubatlı Hasan'ın üzerinde yoğunlaşmıştı.Oyunculuklar iyi değildi, hele Ulubatlı Hasan bana Kara Murat filmlerini hatırlattı.
Hafta sonu yeni bir kitaba başladım.Yarısına geldi.Okuduğum her sayfa, tasvir edilen şiddet sahneleri ile beni irkiltmeye devam ediyor..Kitabın arka yüzünden " AZ…Küçük bir kelime, büyük bir roman.Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
11 yaşında bir tarikat şeyhinin oğluyla evlendirilen korucu kızı Derdâ ile hapisteki bir gaspçının aynı yaştaki oğlu “mezarlık çocuğu” Derda’nın bir mezarlıkta kesişen hayatlarının, bu iki çocuğu kırk yıl boyunca her tür şiddetle yontup birbirlerine hazırlayışının, (bütün anlamlarıyla) Yazı’nın bu iki çocuğu birleştirmesinin hikâyesi.
Çocuk şiddeti, hayatın şiddeti, aşkın şiddeti, inancın şiddeti, hırsın şiddeti üzerine, A’dan Z’ye şiddet üzerine, dilin ve yazının şiddetiyle bir roman…"
Yine hafta sonu bitirdiğim erkek beresi.Atkısına takım yapıldı. 
 Seraphina şalım devam ediyor.Örmesi çok keyfli..
Ağız dolusu gülebileceğiniz, keyifli bir hafta geçirmeniz dileğiyle...

17 Şubat 2012 Cuma

Vedat Sakman Dinlemek ve Yeni İşler....

Bu sabah yine bembeyaz bir Ankara sabahına uyandık.Çocuklar sabırsızlıkla bekledi ama okullar yine tatil olmadı. Bizde belki idari tatil olur dedik.O da olmadı.Herkes mutsuz sabah sabah yollara döküldü..
Şimdi işyerinde Vedat Sakman'ı dinliyorum.Bu hafta hissedemediğim huzuru, onun yumuşak yorumu hissettiriyor bir tek.
Stresle başetmem lazım, biliyorum.Yeni elişlerine başlıyorum, onlarda bir süre oyalıyor.Bitki çaylarından içiyorum, onların da fazla tüketimi karaciğeri zorluyor.En iyisi yürüyüş, kar izin vermiyor.Spor yapmak ise bir disiplin işi.Bir süre yapıyorum, sonra zor geliyor.Kişisel gelişim kitapları ise taş gibi ağır geliyor bana, onu yap , bunu yapma cümleleri hep tersini yapma isteği uyandırıyor.Kendimi bir dönme dolaba binmişim gibi hissediyorum, inmek mümkün değil.Çünkü hep yapılması gereken işler ve bakılması gereken oğluşlar var. Bir şeyleri fazla bilmek iyi bir şey midir, günü yaşamadan geleceğe ilişkin kurgular stresi arttırmaktan başka ne işe yarar?Ya da dürüst olmak, cesur olmak, bildiğinde diretmek, kendine ve bilgine güvenmek sadece erkekler için mi geçerlidir?Sorular uzar gider ve yeni pazartesiler başlar..
Anladığınız üzere arkadaşınız bu sıralar bunalım takılmakta.Onun stresle başetmesinin en güzel yolu dostları, onlarla geçirilen saatler ve onlardan alınan tavsiyeler.Sonuçta herkes bu yollardan veya benzerlerinden geçiyor.Buraya kadar dayandıysanız yazımı yeni başladığım el işimle tamamlayayım.Bu şalı Tülin abla da beğenmiştim, o da sağolsun bana başladı.Rengi ve modeli güzel değil mi?
Not: Unutmadan 40 yaşıma kadar sadece gölge yaptırdığım sarı saçlarımı kızıla boyattım.Kendimi biraz da olsa canlanmış hissediyorum...))

16 Şubat 2012 Perşembe

Örülerek Sökülen Berenin Dikilmesi...

Dün ismini vermeyen bir izleyicim bana örülerek sökülen bereyi nasıl birleştirdiğimi sormuş.İlk fırsatta resimledim, umarım yardımcı olur...
Bere dikilmeden önce.
 Üst kısmın kenarındaki geniş ilmekleri aldım.
 Sonra ipimi çekerek, büzüyorum.Eğer ponpon yapılacaksa bükerek oluşturduğumuz kordonu yine bu ilmeklerden geçiriyoruz.
 Yanını sıkı bir şekilde diktim.
 Şapkanın üstü..

Ben bereleri bu şekilde birleştiriyorum ama başka yöntemlerde vardır eminim...

15 Şubat 2012 Çarşamba

Atkı ve Bereler...

Son zamanlarda sürekli bere örüyorum.Bir kısmı hediye, bir kısmı Lösev için, bir tanesi ise kendime.Bu bereyi de eşim için ördüm.
 Örülüp, sökülen berelerden tekrar ördüm.Kenar kısmını Sevda'nın ördüğü şekilde yaptım.Yalnız diğerlerinde olduğu gibi saç örgülü kısım başı sarmadı.Bu sebeple diğerlerinden biraz daha dar ördüm.
Bu bereyi ise Dileğin yaşgünü hediyesi olarak ördüm.Ressam beresi tarzında ve çok sık yaptığım modellerden..
Atkısı ile takım oldu.
 Nasıl da yakışmış arkadaşıma değil mi?İyi günlerde sağlıkla kullansın..

14 Şubat 2012 Salı

Benim Becerikli Arkadaşlarım...

Ankara'da yine kar yağmaya başladı.Bu hafta sürekli kar var.Eskiden içimizi açan kar, şimdi işkenceye dönüştü.Hepimiz akşam eve nasıl gideceğimizi düşünür olduk.Yine de bunlara inat işyerindeki arkadaşlarımın ördüğü çicek lifleri paylaşmak istedim sizlerle.Örneğin açıklaması detayları ile burada..






Sadece sevgililler gününde değil, her daim sevdiklerinizin yanınızda olması dileğiyle...

13 Şubat 2012 Pazartesi

Su Keki ve Hafta Sonu...

Hafta sonu eltimler yeni evlerine taşındılar.Onlara  götürdüğüm keki sizlerle de paylaşmak istedim.Çok sık yaptığım ve beni hiç üzmeyen bir kek bu.Tarifi annemden almıştım.Kendisinin yemek ve hamur işi tarifleri ile dolu 4-5 defteri var.Televizyonda gördüklerini veya gittiği yerlerde yediklerinin tarifini mutlaka alır.Tariflerin yanında da mutlaka veren kişinin ismi vardır ve hamur işleri onun ismini alıverir bizde.Bu kekte sanırım Zerrin ablanın keki.
Kek kakaolu ve çikolata parçalı.Ama bazen içine elma rendeleyip, parça ceviz koyduğum da oluyor.

Denemek isterseniz malzemeleri:
4 yumurta
2 su bardağı toz şeker
1 su bardağı su
1 su bardağı sıvı yağ
4 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
İsteğe bağlı olarak kakao, ceviz, üzüm, tarçın

Yapılışına ilişkin kendi notlarım:
-Bütün keklerde önce yumurtaları sade çırparım ben , daha sonra toz şekeri koyup bir kaç dakika daha  çırparım.
-Karışıma önce su koyup çırpılır, sonra sıvı yağ konarak tekrar çırpılır.Malzemeleri ayrı ayrı koyup çırpılması gerekiyor.(Nedenini sormayın bende bilmiyorum.)
-Unu mutlaka eleyerek ekleyip, karışım tekrar çırpılır.
-Karbonat ve kabartma tozunu koyduktan sonra çırpmıyorum ben.Tahta bir kaşıkla karışıma iyice yediriyorum ve asla demir kaşık kullanmıyorum.
-Kalıbım alimünyum kek kalıplarından.Yağladıktan sonra karışımın yarısını boşaltıyorum.
-Kalan yarısına kakao ve 1-2  kaşık su koyup karıştırıyorum.(Su kısmı  benim atmasyonum, beyaz kısımla aynı kıvamda olsun diye.)
-Karışımın içine parça çikolata koyup, Keki önceden ısıtılmış 160-170 derece fırına koyuyorum.İlk 20 dakika fırının açılmaması lazım..
Eminim pek çok arkadaşım bunları biliyordur ama ben yinede arşivimde bulunsun istedim.Herkese güzel haftalar, ağzınızın tadı hiç bozulmasın...

10 Şubat 2012 Cuma

Ponpon İpten Bebek Battaniyesi..

Hayırlı cumalar arkadaşlar.Nihayet hafta sonu geldi.Yarın Tülin abla ile Dileğe gideceğiz.Hem de sabahın erken saatlerinde.Daha sonra sizinle yaptıklarımızı  ve resimleri paylaşırım.Sevgili Dilek bana ziyaretlerini resimlerle uzun uzun anlatmıştı.Sıra bende.Tülin abla ise alıştı  bizim bu Hacivat-Karagöz hallerimize..
Gelelim bugünkü battaniyemize.Rengi çok güzel değil mi?Sarı sevmeyen ben, yaşla birlikte zevklerimin değiştiğini düşünüyorum.İpi rengi için almıştım ama hem örülüşü hem de duruşunu hiç beğenmedim.Geçen Rengimde  bu ipten ördüğü parçayı paylaşmıştı.Neyse sonuçta kenarlarını tığ ile gidersem daha düzgün olacağını düşündüm.
 
Her zaman yaptığım kenarı bu sefer iki renk çalıştım.
Kenarın açık hali.
Bu şekilde sevdim mi ?Sayılır.Eski durumuna göre daha güzel oldu gibi.Ama yinede bu iple büyük parçalar örülmesini tavsiye etmem, en güzel atkı tarzı küçük parçalar oluyor bence... 

9 Şubat 2012 Perşembe

Sepet ve Konserve Kutusunun Değişimi...

Bu sepeti Dilekciğim getirmişti.Zaten onun getirdiği malzemeleri evde koyacak yer kalmadı.Şakası bir yana hepsi bir yerlerde işime yarıyor..
Zeytin kutusu da bir süredir köşede bekliyordu.
Önce ikisini de sprey boya ile beyaza boyadım.Sepetin üzerine dekopaj yapacaktım, tembellik ettim.Elimdeki hazır keçe çiceklerle süsledim.
Kutunun üstüne bu şekilde bir kılıf ördüm.Örgü kılıflarla süslenen kutuları ve saksıları çok beğeniyorum..
Banyomdan bir köşe..
Sepete sabunları ve deniz kabuklarını koydum.Kutuya ise makyaj malzemelerimi...

7 Şubat 2012 Salı

Şimdi Mutlu Etme Zamanı...

Geçen sene bahar aylarında Ümitköy'deki yaşlılar evine gitmiştik.Tülin abla'nın düzenlediği etkinliğe katılan pek çok arkadaşımızın gönderdiklerini kendi ellerimizle dağıtmıştık onlara.O gün küçük oğlumu da götürmüştüm.Hepsi onunla oynayıp, torunları gibi sevmişlerdi.Eşim kendi okuduğu meslek okulunun ilk mezunlarından İhsan amcayla tanışmıştı.Bir kısmı yatalak, büyük bir kısmı alzheimer, bir kısmı ise sağlıklı ve dinç..Ama hepsi yalnız...
Hayata bir yerden tutunup,kenarda kalmamaya çalışmak, sevdiklerini özlemek, en önemlisi özlenilmeyi, aranmayı istemek, sevildiğini bilmek..
Bir kısmının emeklisi olduğu için kendi odası vardı, pek çoğu ise bir kaç kişilik odalarda kalıyordu.Çoğu çocuklarının yanında kendine yer bulamamış ya isteyerek yada istemeyerek oralara gelmiş..
 
Hepsi bizi canı gönülden karşıladı, muhabbet etti.Teyzeler el emeği şallarını çok sevdi, hediyelere çocuklar gibi sevindi.Götürdüklerimiz ufak şeylerdi ama hatırlanmak ,düşünülmekti esas onları sevindiren. Bu yılda Yaşlılar Haftasında Tülin abla 'nın düzenlediği etkinlikte onlar için bir şeylar yapmaya karar verdik.Siz de bize katılmak isterseniz ayrıntılar burada..

6 Şubat 2012 Pazartesi

Huzur Poğaçası-Yeni Bebek Battaniyesi ve Hafta Sonu....

Hafta sonu sevgili Rengim'in bloğunda tarif ettiği poğaçalardan denedim.Evde tam buğday unu yoktu, Söke'nin çocuklar için ürettiği  özel mineralli ve vitaminli buğday ununu kullandım.İçine Efe peynir sevmediği için patates koydum.
Sonucu biz çok beğendik.Sevgili Fiamma bloğunda yaptıklarını sandwiche benzetmiş, benimki ikisinin arası bir şey oldu.Bebek battaniyesine ise yeni başladım.Bu modeli her zaman yapmak istemiştim, model açık anlatımı ile burada....
 

1 Şubat 2012 Çarşamba

Seramik Takım...

Ev hediyesi olarak boyadığım takımı Batıkentte Bedayi'den almıştım.Hepsini önce zımparaladım ve yıkadım.Sonra metalik şampanya rengi ahşap boyası ile 2-3 kat boyadım.Bu şekilde epey bir süre bekledi.En son hafta sonu swarovski taşları tek tek keserek üstüne  yapıştırdım.
 Bunlar mumluklar.
 Sürahisi...
 Masa üstüne koymak için gondolu...
 Ve takım olarak duruşları...
Not:Amacım sade ve şık bir takım yapmaktı..Oldu gibi ne dersiniz?