9 Nisan 2015 Perşembe

Saksı Kılıfı da Ördüm...

Bloğuma bir süredir post eklemiyordum, bugün zamanın ne kadar hızlı geçtiğini farkettim. Dışarıda lapa lapa kar yağarken son yaptığım ve çok keyif aldığım projemi paylaşmak istedim. Örgüyü çok severim ama gereksiz olduğunu düşündüğüm şeyleri yapmamaya çalışırdım,şimdiye kadar. Son zamanlarda ise ne hoşuma gidiyorsa üşenmiyorum onu örüyorum.Saksılara kılıf örme olayını bir süredir nette görüyordum ve bir akşam otururken aklıma düştü. Çok beğendiğim bir modele başladım, ertesi gün arkadaşlarımın dalga geçmesine rağmen öğle arası devam edip, akşamına evde bitirdim. 
 En sevdiğim çiceklerden birinin saksına geçirdim.
Ne iyi yapmışım, ruh halime iyi geldi.Değişik şeyler örmek isteyenlere tavsiye ederim.Sevgilerle...

13 Mart 2015 Cuma

Küçük Şirine ve Pelerini...

Haftayı güzel bir postla bitirmek istedim Bu şirine eltimin küçük kızı ve yeğenlerin en miniği. Geçen hafta sonu bir yaşını kutladık. Sevdik, sevdik, doyamadık..
Doğum günü hediyesi olarak bir pelerin ördüm. Elbisesi ile tam takım oldu. Modeli basit, kısaca açıklayayım. İpim makine yünlerinden, 47 sayı başlayıp, 3 sıra haraşo örülüyor. Daha sonra tam ortadaki ilmeğin kenarlarından bir ilmek arttırıyorsunuz.
Yanlardan arttırma yok.Kenar oyası olarak hep kullandığım modeli uyguladım.
Kenarındaki süsü Çıkrıkçılardaki bir tuhafiyeciden buldum.Pelerinin bütün havasını değiştirdi.
Küçük hanımı ayakta poz vermeye ikna edemedik, bizde böyle resimledik.
Dünyada bir çocuğun sevimliliği ve masumiyetinden daha güzel bir şey yok değil mi?
Herkese keyifli bir haftasonu dilerim....

5 Mart 2015 Perşembe

Gelsin Çicek Ekmekler...

Nutellalı çicek ekmek bir süredir nette en meşhur tarif sanırım. Oğluşlara her hafta sonu yeni bir şeyler hazırlamak benim severek yaptığım vazifelerimden.Geçen hafta sonu da bu ekmekten hazırlamak istedim. Küçük oğluşa hemen müjdeledim, belki hevese gelir diye.(Bebekliğinden beri yemek problemimiz var).Aramızda geçen  diyalog:
-Efeciğim, hafta sonu sana nutellalı çicek ekmek yapacağım..
-Anneciğim, sen yorulma(ben nasılsa yemem diyemiyor:)), fırından ekmek alalım, içine nutella sürersek olur işte.
Bu durumda ne oluyor, tabii ki annenin bütün hevesi bitiyor. Ama düşünüyor büyük oğluda var, o severde yemeyi.Bu yüzden sabah erkenden kalkılıp, çicek ekmek yapılıyor. Tarifi sevgili Nilgün'ün sayfasından aldım.Benimki onun kadar muntazam olmadı ama yine de tadı enfesti.
Kalan hamuru poşete koyup, buzdolabında sakladım. Akşamüstü çıkarıp, bu sefer nutella yerine annemin yaptığı erik marmelatını kullandım.Ben marmelatlı olanını daha çok sevdim.
Küçüğüm ne mi yaptı, ekmeklerin şeklini çok beğendi, bir kaç parça yedi ve annesini sonsuz mutlu etti. 

3 Mart 2015 Salı

Patchwork Örgü Bebek Battaniyesi..

Günaydın. Sabah yapmam gereken acil işlerimi bitirdim ve söz verdiğim gibi son ördüğüm bebek battaniyesini ekliyorum. Bu battaniyeye artık iplerimi bitirmek için başlamıştım.(İpler yine bitmedi ayrı konu.) Parçaları örmek çok keyifliydi ama birleştirmelerin yarısında iyice sıkıldım , bir arkadaşım yardım etti ve sonuçta çok beğendiğimiz bir battaniye bitmiş oldu.
Renkli parçaları 5 numara şişle 19 sayı başlayarak ördüm. Kullandığım bazı ipler inceydi, birkaç kat yaptım. Kenarlarda Nako Pashmina beyaz ip kullandım.


27 Şubat 2015 Cuma

Bebek Battaniyelerine Devam-II..

Söz verdiğim gibi bugünde battaniyelerle devam ediyorum. Aşağıdaki battaniyeden çok ördüm bu sene. İpi Aldemir markasının Beneklisi. 3 sayı ile başlayıp, her sırada arttırarak, haraşo örülüyor. Tam 5 yumak gidiyor. Şiş numarası 6. Çabuk bitiyor ve özellikle televizyonda alt yazılı filmleri izlerken nasıl bittiğini anlamıyorsunuz.
Kenarlarını Nako'nun kalın Bonbon ipiyle yengeç ayağı modeli ile ördüm. Bu kenarda sade ve güzel durdu.
Pazen battaniyelerin diğer modelleri...
Bu bebekli pazenleri çok beğendim.
Battaniyeler bunlarla bitmedi. Patchwork örgü battaniyesi ile ilgili postu sona bıraktım.Onu da önümüzdeki hafta başında ekleyeceğim, bu ay paylaşım konusunda kendimi aştım sanki...
Gönlünüzce geçireceğiniz güzel bir hafta sonu dileğiyle...

25 Şubat 2015 Çarşamba

Bebek Battaniyelerine Devam-I...

Hobilerim beni her zaman mutlu edip,günlük hayatın sıkıntılarından uzaklaştırmışlardır. Ama son zamanlarda özellikle bebekler için yaptığım işlerin beni daha mutlu ettiğini anladım. Kermesler için olsun ya da arkadaşlarımın çocukları veya torunları için olsun,  her işi keyifle yapıyorum. Haftanın bu son 2 gününde daha önce bebişler için yaptıklarımı paylaşacağım. Önce arkadaşımın bebeği Yiğit için ördüğü battaniye ile başlayayım.Kenarlarına diğer battaniyelerde yaptığım kenarlardan ördüm.
Pazen battaniyeyi yine Yiğit bebek için diktim. 
Arka kısma uyumlu bir pamuklu kumaşla astar yaptım..
Pazen kumaşın bebekli kısımlarını kesip, bebek havlusunun üzerine aplike yapmıştım ama ne yazık ki onun fotoğrafını çekmemişim. Battaniyelerin ikinci grubu yarına...

23 Şubat 2015 Pazartesi

Boyunluk ve Yarım Eldiven Örme Takıntım....

Bu kış örgü konusunda otomatiğe bağlandım sanırım. Kafamda hızla birbirini kovalayan olumsuz düşünceleri bu yolla durdurmaya ya da unutmaya çalışıyorum. İşe yarıyor yaramasına ama çokta yorgun hissediyorum kendimi. Örgü olarak boyunluklara ve farklı örgü tekniklerine takılmış durumdayım. Bu boyunlukta farklı teknikler ve farklı iplerle örüldü. Model Tunus örgüsünün  bir tekniği ve bu adreste anlatımı var. Kullandığım ip Nako Sport Wool (1 yumak yeterli oluyor.) Kenarları ilmek çıkartıp Tunus işinin lastik örgüsü ile örüldü, ip Kartopu Flora..
 Yarım eldivenin modelini yıllar önce Altınörgü forumda sevgili Beyhan anlatmıştı. Kolay ve zevkle ördüğüm bu modeli öğrettiği için Beyhan'a tekrar teşekkür ederim. İp Kartopu Flora.Tığ 2,5 numara. Bilek kısımları 31 ilmek ile lastik olarak örüldü.
 Takımı çok sevdiğim bir arkadaşımın yaşgünü hediyesi olarak hazırladım.Kendisine çook yakıştı.İyi günlerde sağlıkla kullan Dilekciğim...

21 Şubat 2015 Cumartesi

Hafta Sonu, Biraz Örgü, Biraz Okuma.....

Hafta sonunun gelmesi ne büyük mutluluk. Hele kendime kitap okuyacak kadar zaman ayırabilmem. Bir süredir Irmak Zileli'nin kitabı okuyordum.Bir ailedeki üç nesil kadının yaşadıkları hem konu hem de anlatım olarak pek keyif vermedi ama yine de inatla bitirdim. Şimdi sırada Can Dündar'ın "Ağbim Deniz " kitabı var.
             Bu hırkama ise yeni başladım. İpim Nako Sırma ama ipim bitti ve üretimi  durdurulduğu için bulamıyorum.
                  
              Biraz daha araştıracağım, eğer bulamazsam süvetere dönüştüreceğim.                                                                                                       
Güzel bir haftasonu dileğiyle..

19 Şubat 2015 Perşembe

Umut Üzerine....

Bugün evdeydim.. Çoğumuzun hisettiği gibi moralim bozuk köşemde otururken, camın kenarındaki çiceğimin açtığını farkettim, bir de o eşsiz kar manzarasını. 
 
 Bu resmi seyrettim bir süre, içimde herşeyin daha iyiye gideceğine ilişkin küçükte olsa bir umut doğdu ve ben ona sarıldım. Kendimi biraz daha iyi hissettim...

11 Şubat 2015 Çarşamba

Bülbülü Öldürmek Romanı ve Kitap Ayraçları...

Günaydın...Bugün soğuk ama aydınlık bir gün, güzel bir sabah. Çayımı içip, nette dolaşırken, aklıma kitap grubumuzda okuduğumuz romanı paylaşmak geldi. Yaklaşık 8 aydır 7 kişilik bir kitap grubumuz var. Her ay birimizin seçtiği romanı okuyup, tartışıyoruz. Kitabı seçen arkadaşımız sadece kitabı değil yazar hakkında da araştırma yapıp, bilgilerini bizle paylaşıyor. Geçen ay sıra benim seçimim olan Bülbülü Öldürmek romanındaydı. Hep okumak istediğim ama bir türlü listeme alamadığım bir romanı böylece okumuş oldum. Sanırım romanı pek çoğumuz duymuştur, küçük bir çocuğun gözünden 1950'li yıllarda Amerika'nın güneyinde hayali küçük bir kasabadaki yaşamı ve ırkçılığı anlatan bu roman, bence her zaman bir klasik olarak kalacak. 
Romanın konusundan daha fazla bahsetmeyeceğim, ama yazarıyla ilgili biraz bilgi verebilirim.Yazarın erkek olduğunu düşünürdüm ama aslında beyaz bir bayan. Kendi çocukluğundan esinlendiği  roman onun yazdığı ilk ve tek kitap. Daha sonra da bir roman daha yazmış ama bastırmamış. Annesi o küçükken manik depresif hastalığı sebebiyle sürekli kliniklerde kalmış ve avukat olan babası tarafından büyütülmüş. Romandaki arkadaşı olan Dill karakteri aslında ünlü bir yazar olan çocukluk arkadaşı Truman Capote (not: Kitapseverler onu Tiffany'de Kahvaltı kitabından hatırlayabilir). Kitap filme çekildiğinde babası rolünde oynanayan Gregory Peck o kadar başarılı oluyor ki, o yıl en iyi erkek aktör  oskarını almış.Yazar da onun babasını başarıyla oynamasından dolayı yine babasına ait bir saati ünlü oyuncuya vermiş. 
Böyle güzel bir kitabı okuduktan sonra grup arkadaşlarıma bir hatıra hazırlamak istedim. Kitaba ilişkin iki resmi birbirine arkalı önlü yapıştırıp, laminasyon cihazından geçirdim. Kitap ayraçlarımı hazırladıktan sonra uçlarına madeni objeler taktım.

Arka kısım..
Aslında sevdiğim diğer kitaplarım için de bu tarz ayraçlar yapabilirim,  keşke daha çok vaktim olsa. Kitaplarla dolu aydınlık bir gün dileğiyle...